Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.
- Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
Sami, içinde bulunduğu tehlikeyi fark etti.
- Sami realized the peril he was in.
O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.
- She promised her father to be in time for lunch.
Planında olmak istiyorum.
- I want to be in your plan.
Sanırım onun hayatı tehlikede.
- I think his life is in danger.
Onun hayatı tehlikede.
- His life is in danger.
put someone's life in danger.
... Not just tell you, oh, you are in danger, but nearby, there ...
... the fact is that danger remains ...