Tom duyulmak için bağırmak zorunda kaldı.
- Tom had to shout to be heard.
Tom çok sessizce konuştu ama duyulmak için yeterince yüksek sesle konuştu.
- Tom spoke very quietly, but loud enough to be heard.
John'dan başka hiç kimse onu duymadı.
- Nobody but John has heard of it.
Birinin bağırdığını duyduk.
- We heard somebody shout.
Duyulmak için bağırmak zorunda kaldım.
- I had to shout in order to be heard.
Duyulmak için yeterince yüksek sesle konuşun.
- Speak loud enough to be heard.
... As you heard earlier, there are over 300 Android devices in the market. We know hardware developers ...
... And I remember I heard it, and I started crying. ...