Bazı sınıf arkadaşlarım voleyboldan hoşlanır ve diğerleri tenisten hoşlanır.
- Some of my classmates like volleyball and the others enjoy tennis.
O bir voleybol oyuncusudur.
- He's a volleyball player.
Düşman bize yaylım ateşi açtı.
- The enemy fired a volley of shots at us.
Tom'un yerinde olmak istemem.
- I wouldn't like to be in Tom's shoes.
O anda Boston'da olmak müthiş heyecan vericiydi.
- It was tremendously exciting to be in Boston at that time.