Benzetme esasen doğrudur.
- The analogy is essentially correct.
Kahkaha iyi bir ilişkide esastır.
- Laughter is essential in a good relationship.
Sadece gerekli tamiratları yapın lütfen.
- Just do the essential repairs, please.
Sarmısak presine benzer, patates presi lefse ,Norveç patates yemeği, yapmak için gereklidir.
- The potato ricer, similar to the garlic press, is essential to making lefse.
Benim görüşümün temel noktasını önceki sayfalarda ifade ettim.
- The essential points of my argument have been expressed in the preceding pages.
Tom temel olarak haklıydı.
- Tom was essentially right.
Bellek beynimizin önemli bir işlevidir.
- Memory is an essential function of our brain.
Bir telgraf gönderdiğinde, kısalığı önemli çünkü her kelime için ücretlendirileceksin.
- When you send a telegram, brevity is essential because you will be charged for every word.
Su yaşam için elzemdir.
- Water is essential to life.
Gıda yaşam için elzemdir.
- Food is essential to life.
Özgür bir basın demokrasi için gereklidir.
- A free press is essential for democracy.
Bunu yapmamız zorunlu.
- It's essential that we do that.
Durumu anlamanız zorunlu.
- It's essential that you understand the situation.
Güneş hayat için olmazsa olmazdır.
- The sun is essential to life.
... essential to the health of our bodies. ...
... dealing with that problem is absolutely essential. ...