Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.
- Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.
- Everyone has the right of equal access to public service in his country.
Allah önünde bütün insanlar eşittir.
- All men are equal before God.
İki pint bir litreye eşittir.
- Two pints are equal to a quart.
Servet mirasçılar arasında eşit olarak bölündü.
- The property was divided equally among the heirs.
Esperanto ile diğer ülkelerden gelen insanlarla eşit olarak iletişim kurabilirsiniz.
- With Esperanto you can communicate equally with people from other countries.
Onlar aynı derecede zor taleplerde bulundular.
- They made equally tough demands.
Üniversite öğrencilerinin sıkı çalışmaları gerekir, ama aynı derecede onların aktif bir sosyal yaşam için de zaman ayırmaları gerekir.
- College students should study hard, but equally they should also make time for an active social life.
O, görev için yeterli değildir.
- He is not equal to the task.
Two plus two equals four.