to be disengaged from the ear or husk; as, wheat or rye shells in reaping

listen to the pronunciation of to be disengaged from the ear or husk; as, wheat or rye shells in reaping
English - Turkish

Definition of to be disengaged from the ear or husk; as, wheat or rye shells in reaping in English Turkish dictionary

shell
(isim) dış kaplama (gemi, uçak), kabuk, kabuk (midye vb.), deniz kabuğu, kaplumbağa kabuğu, yumurta kabuğu, yapı iskeleti, kovan, dış görünüş, yarış kayığı, bomba, top mermisi, fişek, havai fişek roketi, sıvası yapılmamış bina
shell
dış kapı
shell
kapçık
shell
topçu mermisi atmak
shell
yarış sandalı
shell
kik
shell
kabuğunu soymak
shell
kabuğunu çıkarmak
shell
kabuk

Sahilde güzel bir kabuk buldum. - I found a beautiful shell on the shore.

Ben et, kabuklu deniz ürünleri, kümes hayvanları ya da et suyu yemem. - I don't eat meat, shellfish, poultry or gravy.

shell
{i} kovan

Sami mermi kovanlarını topladı. - Sami collected the shell casings.

Kovan mühimmat deposuna düştü ve bir dizi patlama yarattı. - The shell fell into the ammunition depot, which provoked a series of explosions.

shell
{i} kaplumbağa kabuğu
shell
shell game aldatıcı üç kabuk oyunu
shell
{i} sıvası yapılmamış bina
shell
(Nükleer Bilimler) kabuk,kovan (ısıl işlem)
shell
{i} kabuk (midye vb.)
shell
(fiil) kabuğunu soymak, bombalamak
shell
{i} yarış kayığı
shell
{i} dış kaplama gemi
shell
{i} yapı iskeleti
English - English
shell
to be disengaged from the ear or husk; as, wheat or rye shells in reaping

    Hyphenation

    to be dis·en·gaged from the ear or husk; as, wheat or rye shells in reaping

    Pronunciation

Favorites