Başkan tarafından yapılan konuşma taraftarlarını mutlu etti.
- The speech made by the president yesterday delighted his supporters.
Onun başarısını duymaktan mutlu olduk.
- We were delighted to hear of his success.
İnsanların keyifli olduklarını düşünüyorum.
- I think people are delighted.
Çin kültürü ile ilgili her zaman hoşnuttum.
- I've always been delighted with the chinese culture.
O hediyemden çok hoşnut oldu.
- She was much delighted at my gift.
Haber onu memnun etti.
- The news delighted him.
Seninle tanıştığıma memnun oldum.
- I'm delighted to meet you.
... And I hope you're going to be delighted by some of the ...
... URS GASSER: I'm delighted to be here. ...