Gemi hasarlı değildi.
- The ship was not damaged.
Hasarlı bagaj için hiç tazminat aldın mı?
- Did you receive any compensation for the damaged luggage?
Zarar görmüş itibarını tamir etmeye çalıştım.
- I tried to repair his damaged prestige.
Çatı fırtınadan zarar görmüştü.
- The roof was damaged by the storm.
Rock grubu otel odasına hasar verdi.
- The rock band damaged the hotel room.
Sami, Leyla'nın itibarına hasar verdi.
- Sami damaged Layla's reputation.
Onlara zarar verildi.
- They've been damaged.
Tayfun tarafından çatımıza zarar verildi.
- We got our roof damaged by the typhoon.
... So we can estimate some damaged areas through ...
... So when we can go, already the damaged are cleaned up, but we ...