Definition of to be boiled in English Turkish dictionary
- kaynatılmak
- boiled
- kaynamış
Kaynamış bir yumurtanın kabuğunu temiz bir şekilde nasıl çıkarırsın? Bir çeşit hile var mı?
-How do you take off the shell of a boiled egg cleanly? Is there some sort of trick?
Öğle yemeği için biraz ekmek ve bir kaynamış yumurta yedim.
-I ate some bread and a boiled egg for lunch.
- boiled
- haşlanmak
- Boiled
- haşlanmış
- boiled
- Kaynatılmış, kaynamış
- boiled
- kaynat
Tom kuyu suyunu kaynattı böylece o içmesi güvenli olacaktı.
-Tom boiled the well water so it would be safe to drink.
Tom patatesleri kaynattı.
-Tom boiled the potatoes.
- boiled
- {s} haşlanmış
Her gün kahvaltıda haşlanmış yumurta yerim.
-I have a boiled egg for breakfast every day.
Bir bento haşlanmış pirinç ve deniz yosunundan yapılan küçük bir yemektir, bu ucuz ahşap kutularda satılmaktadır.
-A bento is a small meal made of boiled rice and seaweed, that is sold in cheap wooden boxes.
Related Terms
Definition of to be boiled in English English dictionary
- boiled
- {a} dressed in boiling water
- boiled
- Intoxicated; drunk
- boiled
- past of boil
- boiled
- Dressed or cooked by boiling; subjected to the action of a boiling liquid; as, boiled meat; a boiled dinner; boiled clothes
- boiled
- cooked in hot water
- boiled
- {s} cooked in hot water; brought to the temperature at which a liquid becomes a gas; (Slang) drunk, intoxicated by alcohol
Related Terms
Turkish pronunciation
tı bi boyldPronunciation
Resimler
Videos
... and boiled down demographic history of the first half of the 21st century. In 2000, ...