Bütün yolu sadece onun evden uzakta olduğunu anlamak için yürüdüm.
- I went all the way to see her only to find her away from home.
Her gün bir elma, doktoru uzak tutar.
- An apple a day keeps the doctor away.
Kuşlar binlerce kilometre uzağa uçup, her yıl aynı yere dönebilirler.
- Birds can fly thousands of miles away and return to the same place every year.
Uzağa gittiğim için pişmanım.
- I regret that I am going away.
O, otelden çok uzakta değildir.
- It is not far away from the hotel.
Karım uzaktayken zor durumdaydım.
- I am inconvenienced when my wife is away.
Tom o yokken Mary'nin onun eviyle ilgileneceğine güvenemiyor.
- Tom can't trust Mary to look after his house while he's away.
Patron, Bay Brown'dan kendisi yokken işyerinin sorumluluğunu almasını istedi.
- The boss asked Mr Brown to take charge of the office while she was away.
Kuşlar dört bir yana uçuştu.
- The birds flew away in all directions.
Hey, oradan uzak dur.
- Hey, get away from there.
Tom oradan uzak kalmamı söyledi.
- Tom told me to stay away from there.
Balon rüzgar tarafından bir yere taşınıyordu.
- The balloon was carried away somewhere by the wind.
Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun?
- Why did you put the chicken in such a difficult place to get when you knew that I wanted to use it right away?
Beni buradan uzaklaştıracak bir tekne istiyorum.
- I want a boat that'll take me far away from here.
Sanırım birkaç gün buradan uzaklaşmalıyız.
- I think we should get away from here for a few days.
Başka yerde o kadar uzun kalmamalıydım.
- I shouldn't have stayed away so long.
Yatılı öğrenciler şimdi uzakta tatilde.
- The boarders are now away on vacation.
Şimdi gider misiniz, lütfen?
- Can you please go away now?
O dışarıdayken hırsız onun mücevherleriyle kaçtı.
- While she was out the thief got away with her jewels.
Patron dışarıdayken ofisin sorumlusu kim?
- Who is in charge of the office while the boss is away?
Onun mektubunu hemen yanıtlamayı planlıyorum.
- I plan to reply to his letter right away.
Ona bir araba çarptı ve hemen öldü.
- He was hit by a car and died right away.
Tüm öğleden sonra durmadan uyudum.
- I slept the whole afternoon away.
The master is away from home.
Anchors away!.
Go away!.
While De Anza was exploring the Bay of San Francisco, seeking a site for the presidio, the American colonists on the eastern seaboard, three thousand miles away, were celebrating the signing of the Declaration of Independence.
... go away and the body releases healing hormones like ...
... away or making certain guns illegal. We, of course, don't want to have automatic weapons, ...