Nükleer savaşa karşı olmak için kuantum fiziğinde bir doktoraya ihtiyacın yok.
- You don't need a PhD in quantum physics to be against nuclear war.
Ben bu projeye karşıyım.
- I am against this project.
Kim Kardashian Türkiye karşıtı bir kampanya başlattı, bundan dolayı onu asla beğenmiyorum.
- Kim Kardashian started a campaign against Turkey, so I never like her.
Uzlaşmak benim kurallarıma aykırıdır.
- It's against my rules to compromise.
Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.
- Google Translate is not good enough for Ubuntu Translations. Furthermore, this is against Ubuntu policy.
Yen dolar karşısında yüzde 10 değer kazandı.
- The yen appreciated 10 percent against the dollar.
Yen dolar karşısında hâlâ düşük.
- The yen is still low against the dollar.
Tom'un kedisi bacağına dayalı kıvrılıp yatmıştı.
- Tom's cat snuggled against his leg.
Onun fikrinin lehinde mi yoksa aleyhinde misin?
- Are you for or against his idea?
Tom Mary'nin aleyhinde tanıklık etti.
- Tom testified against Mary.
Tom Boston'a taşınmayı düşündü ama aleyhte karar verdi.
- Tom considered moving to Boston, but decided against it.
Tom şikayet etmek üzereydi ama aleyhte karar verdi.
- Tom was about to complain, but decided against it.
Nükleer savaşa karşı olmak için kuantum fiziğinde bir doktoraya ihtiyacın yok.
- You don't need a PhD in quantum physics to be against nuclear war.
Hakim davacı aleyhine karar verdi.
- The judge decided against the plaintiff.
Güçlü yen Japonya'nın ihracat endüstrisinin aleyhine davranmaktadır.
- The strong yen is acting against Japan's export industry.
Zaten Avrupalı müttefiklere karşı güçlü bir mücadele ile karşı karşıya kaldı.
- It already faced a strong fight against the European Allies.
Neyle karşı karşıya olduğumuzu henüz bilmiyoruz.
- We don't yet know what we're up against.
Anne babasının arzusunun aksine şarkıcı oldu.
- He became a singer against his parents wishes.
Kocasının aksine çok genç görünüyor.
- She looks very young as against her husband.
Nükleer savaşa karşı olmak için kuantum fiziğinde bir doktoraya ihtiyacın yok.
- You don't need a PhD in quantum physics to be against nuclear war.
He turned the umbrella against the wind.
He now gave Mrs Deborah positive orders to take the child to her own bed, and to call up a maid-servant to provide it pap, and other things, against it waked.
He stands out against his local classmates.
The Tigers will play against the Bears this weekend.
The giant was silhouetted against the door.
The rain pounds against the window.
The puppy rested its head against a paw.
If you swim against the current, you must work harder.
You are either with us, or against us.
- You're either with us or you're against us.
If you're not with us then you're against us.
- If you're not with us, you're against us.
... against. ...
... list of trusted parties who are allowed to sign your bootloader. We can make it against ...