to be a companion to; to attend on; to accompany

listen to the pronunciation of to be a companion to; to attend on; to accompany
English - Turkish

Definition of to be a companion to; to attend on; to accompany in English Turkish dictionary

companion
{i} refakâtçi
companion
refika
companion
diğer parça
companion
yoldaş
companion
yardımcı
companion
arkadaş

O kadın arkadaşlık istedi. - He wanted female companionship.

Arkadaşlarım beni sessizce izliyorlardı ve, benim şaşkınlığımın onları güldürdüğü diğer zamanların aksine , onlar ciddi kaldılar. - My companions were watching me in silence and, unlike other times when my wonder had made them laugh, they remained serious.

companion
arkadaşlık etmek
companion
ait olan
companion
{i} güverte merdiveni
companion
{i}

Evcil hayvanlar sadece bize eşlik etmekten daha fazlasını sunar. - Pets offer us more than mere companionship.

companion
{i} bakıcı
companion
elkitabı
companion
{i} el kitabı
companion
eşlik etmek

Evcil hayvanlar sadece bize eşlik etmekten daha fazlasını sunar. - Pets offer us more than mere companionship.

companion
refakât etmek
companion
(isim) arkadaş, ahbap, yoldaş, kavalye, refakâtçi, bakıcı, eş; el kitabı; güverte merdiveni
companion
kılavuz/yardımcı/arkadaş
English - English
companion
to be a companion to; to attend on; to accompany
Favorites