to attract by temptation etc.; to entice

listen to the pronunciation of to attract by temptation etc.; to entice
English - Turkish

Definition of to attract by temptation etc.; to entice in English Turkish dictionary

lure
{i} cazibe
lure
{f} yemlemek
lure
tuzak
lure
çekmek
lure
yem
lure
{f} cezbet

O onu incik boncukla cezbetti. - He lured her with trinkets.

lure
ayartmak
lure
çekim
lure
şahin veya atmacayı geri getirmek için gösterilen kuş veya ete benzer şey
lure
Balık avında kullanılan sahte balık
lure
{f} cezbetmek
lure
çek

Leyla, Sami'yi evine çekti. - Layla lured Sami to her house.

Peynir genellikle bir fareyi tuzağa çeker. - Cheese often lures a mouse into a trap.

lure
{i} çığırtkan
lure
tuzak/cazibe
lure
kuş veya et gibi bir şey göstererek çağırmak
English - English
lure
to attract by temptation etc.; to entice
Favorites