to attend to; to heed; hence, to guard; to hinder

listen to the pronunciation of to attend to; to heed; hence, to guard; to hinder
English - Turkish

Definition of to attend to; to heed; hence, to guard; to hinder in English Turkish dictionary

tent
{i} çadır

Çadırda sürekli konuştuk. - In the tent we talked and talked.

Tom ve Mary çadırlarını dere kenarında kurdu. - Tom and Mary pitched their tent near the stream.

tent
sayvan
tent
{i} cerrah mili
tent
(Askeri) ÇADIR: İp ve kazıklarla desteklenen, çadır bezinden yapılmış, kurup sökülebilen barınak. TENTATIVE TABLE OF ORGANIZATION AND EQUIPMENT: TASLAK TEŞKİLAT VE MALZEME KADROSU: Teşkilatı; personel veya malzeme ya da hem personel hem malzeme bakımlarından tecrübe mahiyetinde telakki edilen bir birlik için tespit olunmuş kadro. Ayrıca bakınız: "table of organization and equipment"
tent
tent bed çadır gibi tavanı olan yatak
tent
bell tent ortası dire
tent
tent peg çadır kazığı
tent
{i} yara mili
tent
çadır kurup oturmak
tent
tent fly çadırın bezden yapılmış kapısı
tent
(fiil) cerrah mili ile yoklamak
tent
{f} cerrah mili ile yoklamak
tent
tent caterpillar ağaçlar üzerinde çadır şeklinde yuva yapan tırtıl
tent
fitil ile y
tent
(Tıp) Fitil ile yarayı işletmek
English - English
tent
to attend to; to heed; hence, to guard; to hinder
Favorites