Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
English - Turkish
Definition of to assume the manner and character of; to imitate; to ape; to feign in English Turkish dictionary
- sham
- sahtelik
- sham
- yalandan yapmak
- sham
- yalandan
- sham
- yanlış
- sham
- gözboyası
- sham
- düzmece
- sham
- yapmacık
- sham
- yalan
Yalan söylediğin için yazıklar olsun.
-Shame on you for lying.
Utanmaz bir yalancı gülümseyerek konuşur.
-A shameless liar speaks smilingly.
- sham
- (isim) taklit, yalan, hile, yalancı, dolandırıcı, sahtekâr, yastık kılıfı (yaslanmak için)
- sham
- {i} taklit
- sham
- {i} sahtekâr
- sham
- sham sleep yalandan uyumak
- sham
- {f} (bir şey) yapar gibi yapmak; yalandan
- sham
- {i} oyun, hile; danışıklı dövüş
- sham
- {i} hile
- sham
- {s} sahte, suni; yalandan
- sham
- {i} yastık kılıfı (yaslanmak için)
- sham
- {i} dolandırıcı
- sham
- {s} sahte
O, sahte arkadaşlar ve utanmaz kadınlarla çevrili bir masada oturuyor.
-He sits at a table, surrounded by false friends and shameless women.
Tüm sahte, angarya ve kırık düşlerle; hala güzel bir dünya.
-With all its sham, drudgery and broken dreams; it is still a beautiful world.
- sham
- yapmacık yapmak
Related Terms
English - English
Definition of to assume the manner and character of; to imitate; to ape; to feign in English English dictionary
- sham
to assume the manner and character of; to imitate; to ape; to feign
Hyphenation
to as·sume the man·ner and char·ac·ter of; to imitate; to ape; to feignPronunciation
Resimler
History
Favorites