to arrange (types) in a composing stick in order for printing; to set (type)

listen to the pronunciation of to arrange (types) in a composing stick in order for printing; to set (type)
English - Turkish

Definition of to arrange (types) in a composing stick in order for printing; to set (type) in English Turkish dictionary

compose
bestelemek
compose
{f} oluşturmak
compose
oluşmak

Her yürüyüş ayrı adımlardan oluşmaktadır. - Every march is composed of separate steps.

Komite genellikle profesörlerden oluşmaktadır. - The committee is composed chiefly of professors.

compose
(Denizbilim) bileşme
compose
(Denizbilim,Kimya) bileşmek
compose
(Bilgisayar) oluştur

Kaç tane kimyasal element, suyu oluşturur? - How many chemical elements compose water?

Yokohama ilini oluşturan 18 yönetim bölgesinden biri de Naka'dır. - Naka is one of the 18 administrative districts that compose Yokohama prefecture.

compose
(Bilgisayar) yarat

Bir ulus kendi müziğini yaratır - besteci yalnızca onu düzenler. - A nation creates music — the composer only arranges it.

compose
meydana getirmek
compose
birleştirmek
compose
beste yapmak
compose
{f} yazmak
compose
{f} yatıştırmak
compose
bir butünün parçalarını teşkil etmek
compose
{f} (aralarındaki anlaşmazlıkları) gidermek
compose
composed of ibaret
compose
(fiil) oluşturmak, meydana getirmek; yaratmak, yazmak; bestelemek; düzenlemek, toparlamak; arabuluculuk yapmak, yatıştırmak; şiir yazmak, eser yaratmak, bestelemek
compose
{f} arabuluculuk yapmak
English - English
compose
to arrange (types) in a composing stick in order for printing; to set (type)
Favorites