to arouse or bring out (eg feelings); to stimulate

listen to the pronunciation of to arouse or bring out (eg feelings); to stimulate
English - Turkish

Definition of to arouse or bring out (eg feelings); to stimulate in English Turkish dictionary

excite
heyecanlandırmak
excite
{f} heyecan uyandırmak
excite
harekete getirmek
excite
alevlendirmek
excite
yol açmak
excite
(Tıp) eksite etmek
excite
heyecanlandır

Zafer bizi heyecanlandırdı. - The victory excited us.

Onun tur vuruşu kalabalığı heyecanlandırdı. - His home run excited the crowd.

excite
-e neden olmak
excite
çıkarmak
excite
uyar
excite
(fiil) heyecanlandırmak, heyecan uyandırmak, telaşlandırmak, azdırmak, tahrik etmek, kışkırtmak, uyarmak, neden olmak, uyandırmak
excite
{f} neden olmak
excite
{f} uyandırmak
excite
{f} kışkırtmak, tahrik etmek
excite
{f} telaşlandırmak
excite
{f} tahrik etmek
excite
{f} uyarmak
English - English
excite