to apprehend, steal

listen to the pronunciation of to apprehend, steal
English - Turkish

Definition of to apprehend, steal in English Turkish dictionary

bone
{s} kemik

Buz gibi bir rüzgar bizi kemiklerimize kadar dondurdu. - The icy wind cut us to the bones.

Bir deri bir kemik açlıktan ölmüş bir kediydi. - It was a cat starved to skin and bones.

bone
kılçık

Çok kılçıklı balıkları sevmiyorum. - I don't like fish with lots of bones.

Bu çok kılçıklı bir balık. - This fish has a lot of bones.

bone
{f} kılçığını ayırmak
bone
(Tıp) Kemik, os
bone
hafızlamak
bone
ayıklamak
bone
kemiklerini ayırmak
bone
{s} kemikten yapılmış
bone
kemiklerini ayıklamak
bone
sünük
bone
{i} tartışma konusu
to steal
almak
bone
{i} balina (çubuk)
bone
dilibone ash kemik kulu
bone
bone bonelesske
bone
vücut
bone
{f} k.dili. çok çalışmak, hafızlamak, kuşlamak
bone
(isim) kemik, kılçık; anlaşmazlık konusu, tartışma konusu
to steal
vurmak
to apprehend, steal
Favorites