to affect adversely; to upset or annoy

listen to the pronunciation of to affect adversely; to upset or annoy
English - Turkish

Definition of to affect adversely; to upset or annoy in English Turkish dictionary

get to
varmak

Yokohama'ya varmak iki saatimi aldı. - It took me two hours to get to Yokohama.

Ofisime varmak yaklaşık on beş dakika alır. - It takes about 15 minutes to get to my office.

get to
(fiil)rmak, başlamak, yapıyor bulunmak, dolabı sezmek, dalavereyi anlamak
get to
(Fiili Deyim ) 1- -e varmak 2- başlamak
get to
-e varmak/gelmek
get to
-e varmak
get to
-e gelmek
get to
şart olmak
get to
ulaşmak

Tom çatıya ulaşmak için merdivene tırmandı. - Tom climbed up a ladder to get to the roof.

Kent merkezine ulaşmak için hangi otobüs veya trene binebileceğimi bana söyleyebilir misin? - Can you tell me which bus or train I can take to get to the town centre?

get to
bağlantı kurmak
get to
yapabilmek
get to
başlamak

İşe başlamak istiyorum. - I want to get to work.

Çalışmaya başlamak zorundayım. - I have to get to work.

get to
dalavereyi anlamak
get to
(deyim) get to grip with sth. ciddiyetle ele almak get to someone [kd] 1.rusvet vermek,etkilemek. 2.dokunmak,uzmek. get to/reach/make first base (with sth.) (başlıca ABD,kd) bir plan veya projenin ilk safhasını tamamlamak get to grips with sth. bir mesele ile uğraşmak,gereğine bakmak get to the bottom of sth. bir meselenin aslını/iç yüzünü öğrenmek
get to
dolabı sezmek
get to
lazım olmak
get to
k.dili. başlamak (Mastarla birlikte kullanılır.): They got to talking. Konuşmaya başladılar
get to
yapıyor bulunmak
English - English
get to

This job's really getting to me. I don't know how much longer I'll last.

to affect adversely; to upset or annoy
Favorites