to adjust the aperture of a camera lens

listen to the pronunciation of to adjust the aperture of a camera lens
English - Turkish

Definition of to adjust the aperture of a camera lens in English Turkish dictionary

stop
eğlenmek
stop
konaklamak
stop
(Bilgisayar) durdurur

Tom, onu durdurur musun? - Tom, will you stop that?

Lütfen onu yapmayı durdurur musun? - Would you please stop doing that?

stop
ara

Girişte bir araba durdu. - A car stopped at the entrance.

Arabayı durdurmaya ve biraz dinlenmeye ne dersin? - How about stopping the car and taking a rest?

stop
tapa

Bu tapa şişeye uymaz. - This stopper does not fit the bottle.

stop
mani olmak
stop
tevakkuf etmek
stop
durdurma

Jane çikolataya olan tutkusunu durdurmalıdır. - Jane must stop giving way to her desire for chocolate.

Onu durdurmanın imkansız olduğunu düşündük. - We thought it impossible to stop him.

stop
tıkamak
stop
durdurmak

Hıçkırığı durdurmak için ne yapmalıyım? - What should I do to stop hiccups?

Hıçkırığı durdurmak için ne yapmalıyım? - What should I do to stop hiccoughs?

stop
bitmek
stop
önlemek
stop
durma

Yağmurun durmasını bekleyelim. - Let's wait for the rain to stop.

Durmak istesemde duramadım. - Even if I had wished to stop, I couldn't.

stop
{i} duraksama
stop
{f} savmak
stop
{i} stop etme
stop
{f} kesilmek
stop
{i} istasyon

Bu tren tüm istasyonlarda durur. - This train stops at all stations.

Bu tren her istasyonda durur. - This train stops at every station.

stop
{i} mola; duraklama
stop
{i} duraklama
English - English
stop

To achieve maximum depth of field, he stopped down to an f-stop of 22.

to adjust the aperture of a camera lens

    Hyphenation

    to ad·just the ap·er·ture of a cam·er·a lens

    Turkish pronunciation

    tı ıcʌst dhi äpırçır ıv ı kämrı lenz

    Pronunciation

    /tə əˈʤəst ᴛʜē ˈapərʧər əv ə ˈkamrə ˈlenz/ /tə əˈʤʌst ðiː ˈæpɜrʧɜr əv ə ˈkæmrə ˈlɛnz/
Favorites