to act; to take action; to stir; to begin to act; as, to move in a matter

listen to the pronunciation of to act; to take action; to stir; to begin to act; as, to move in a matter
English - Turkish

Definition of to act; to take action; to stir; to begin to act; as, to move in a matter in English Turkish dictionary

move
{f} kıpırdamak
move
{i} hareket

George trenin hareket etmeye başladığını hissetti. - George felt the train begin to move.

O kadar korktular ki bir inç hareket edemediler. - They were so frightened that they couldn't move an inch.

move
{i} nakil
move
{f} ilerlemek
move
{i} oynama
move
(Askeri) kopya etmek
move
dama taş sürme
move
kımıldanmak
move
(Bilgisayar) taşı

Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım. - I quit my job and moved so I could start off with a clean slate.

Yuriko, mobilya işine taşınmayı planlıyor. - Yuriko is planning to move into the furniture business.

move
müteessir etmek
move
gitmek

Tom gitmek için hiç bir şey yapmadı. - Tom made no move to go.

move
gelişmek
move
zamanını geçirmek
move
hareket ettirmek
move
etkilemek
move
taşınma

Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir. - This movement from rural to urban areas has been going on for over two hundred years.

Mevcut evimiz çok küçük, bu nedenle taşınmaya karar verdik. - Our present house is too small, so we decided to move.

move
(isim) hareket, oynama, oynama sırası, taşınma, nakil, hamle
move
Yerini değiştirmek
move
tesir etmek
move
muteessir etmek
English - English
move
to act; to take action; to stir; to begin to act; as, to move in a matter

    Hyphenation

    to act; to take action; to stir; to Beg·in to act; as, to move in a mat·ter

    Pronunciation

Favorites