to act; to take action; to stir; to begin to act; as, to move in a matter

listen to the pronunciation of to act; to take action; to stir; to begin to act; as, to move in a matter
English - Turkish

Definition of to act; to take action; to stir; to begin to act; as, to move in a matter in English Turkish dictionary

move
{f} kıpırdamak
move
{i} hareket

O kadar korktular ki bir inç hareket edemediler. - They were so frightened that they couldn't move an inch.

Motorda sorun yok, fakat arabam hareket etmiyor. - Nothing's wrong with the engine, but my car won't move.

move
{i} nakil
move
{f} ilerlemek
move
{i} oynama
move
(Askeri) kopya etmek
move
dama taş sürme
move
kımıldanmak
move
(Bilgisayar) taşı

Buraya taşındığımızdan beri beş yıl geçti. - It is five years since we moved here.

Yuriko, mobilya işine taşınmayı planlıyor. - Yuriko is planning to move into the furniture business.

move
müteessir etmek
move
gitmek

Tom gitmek için hiç bir şey yapmadı. - Tom made no move to go.

move
gelişmek
move
zamanını geçirmek
move
hareket ettirmek
move
etkilemek
move
taşınma

Tom taşınmama yardım etti. - Tom helped me to move.

Mevcut evimiz çok küçük, bu nedenle taşınmaya karar verdik. - Our present house is too small, so we decided to move.

move
(isim) hareket, oynama, oynama sırası, taşınma, nakil, hamle
move
Yerini değiştirmek
move
tesir etmek
move
muteessir etmek
English - English
move
to act; to take action; to stir; to begin to act; as, to move in a matter

    Hyphenation

    to act; to take action; to stir; to Beg·in to act; as, to move in a mat·ter

    Pronunciation

Favorites