English - Turkish
Definition of to acquire color; to turn red, especially in the face; to blush in English Turkish dictionary
- color
- {f} çarpıtmak
- color
- {f} renklendir
- color
- {f} abartmak
- color
- {i} maske
- color
- (İnşaat) (colour) renk
- color
- (fiil) boyamak, renk vermek, renklendirmek, renk katmak; çarpıtmak, saptırmak, abartmak, kızarmak
- color
- {f} saptırmak
- color
- {f} kızarmak
- color
- hava vermek
- color
- {i} renk, canlılık
- color
- {f} boyamak
Mutfağı boyamak için bir renk seçmenin bu kadar zor olduğunu asla düşünmemiştim.
-I never thought it'd be this hard to choose a color to paint the kitchen.
Mutfağı sarıya boyamak zorunda değilsin.Onu istediğin bir renge boyayabilirsin.
-You don't have to paint the kitchen yellow. You can paint it any color you want.
- color
- olduğundan başka göstermek
- color
- {i} gerçek yüz
Sonunda gerçek yüzünü gösterdi.
-He has finally shown his true colors.
Sami çok geçmeden gerçek yüzünü gösterdi.
-Sami soon showed his true colors.
- color
- {f} renklendirmek
- color
- {i} yüz rengi
- color
- (isim) renk, boya; bet beniz; yüz rengi, ten rengi, ton; canlılık, gerçek yüz, içyüzü, dış görünüş, forma; maske, nüans
- color
- {f} renk katmak
- color
- {i} içyüzü
- color
- {i} dış görünüş
- color
- gerçeği tahrif etmek
Related Terms
English - English
Definition of to acquire color; to turn red, especially in the face; to blush in English English dictionary
- color
to acquire color; to turn red, especially in the face; to blush
Hyphenation
to ac·quire color; to turn red, es·pe·cial·ly in the face; to blushPronunciation
Resimler
History
Favorites