to absent one's self from; as, to cut an appointment, a recitation

listen to the pronunciation of to absent one's self from; as, to cut an appointment, a recitation
English - Turkish

Definition of to absent one's self from; as, to cut an appointment, a recitation in English Turkish dictionary

cut
{i} kesme

Peyniri bıçakla kesmek kolaydır. - It's easy to cut cheese with a knife.

Peyniri bir bıçak ile kesmek kolaydır. - Cheese is easy to cut with a knife.

cut
maktu
cut
yarma
cut
kesiştirmek
cut
biçme
cut
-e gitmemek
cut
sapmak
cut
parça

O, elmayı iki parçaya ayırdı. - She cut the apple in two.

Tom pastayı altı parçaya böldü. - Tom cut the pie into six pieces.

cut
azaltmak

Fabrika üretimini azaltmak zorunda kaldı. - The factory had to cut back its production.

Birlik üyeleri, hafta sonu ceza oranlarını azaltmak için tekliflere sövüp saydılar. - Union members railed against proposals to cut weekend penalty rates.

cut
kesinti

Birçokları, savunma bütçesindeki kesintilerin ordunun etkinliğini baltalayacağından korkuyorlar. - Many fear that cuts in the defense budget will undermine the military's effectiveness.

Bankerin maaş kesintisi geçiciydi, kalıcı değil. - The banker's pay cut was temporary, not permanent.

cut
dilim

Tom mutfakta, bazı sebzeleri dilimliyor. - Tom is in the kitchen, cutting up some vegetables.

O, bir dilim et kesti. - He cut off a slice of meat.

cut
yarık
cut
{f} görmezlikten gelmek
cut
{i} tutam
cut
{f} yol açmak
cut
{f} (cut, --ting)
cut
tatsız
cut
{f} biçmek
cut
{f} kırpmak
English - English
cut
to absent one's self from; as, to cut an appointment, a recitation
Favorites