to a small extent or degree

listen to the pronunciation of to a small extent or degree
English - Turkish

Definition of to a small extent or degree in English Turkish dictionary

a little
biraz

Ben biraz İngilizce öğreniyorum. - I am learning a little English.

Biraz daha biber ekle. - Add a little more pepper.

a little
azıcık

Kuralları azıcık ihlal etmekten korkma. - Don't be afraid to break the rules a little.

Kanepede azıcık kestir. - Take a little nap on the couch.

a little
bir parça

Lütfen AC'yi bir parça aç. - Please turn up the AC a little bit.

Tom pastanın bir parçasını aldı. - Tom got a little pie.

slightly
çok az

Haklı olabilirsin, ama bizim çok az farklı bir görüşümüz var. - You may be right, but we have a slightly different opinion.

Tom hakkında çok az endişeliyim. - I'm slightly worried about Tom.

a little
biraz, birazcık, azıcık
slightly
azıcık
a little
bir miktar

Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı. - There was only a little milk left in the bottle.

a little
az
a little
çat pat
a little
bir dirhem
slightly
bir dereceye kadar
a little
bir balaca
a little
dıkkılı
slightly
biraz

Bay Bush, Bay Gore'dan biraz daha fazla oy aldı. - Mr. Bush had slightly more votes than Mr. Gore.

Büyükannem biraz ağır işitir. Yani hafifçe sağırdır. - My grandmother is hard of hearing. In other words she is slightly deaf.

slightly
hafifçe

Kule batıya doğru hafifçe eğildi. - The tower leaned slightly to the west.

Kule sola doğru hafifçe eğildi. - The tower leaned slightly to the left.

a little
biraz: Give me a little time. Bana biraz zaman verin
slightly
Hafifçe, belli belirsiz, çok az, hafiften, kuvvetsizce
slightly
belli belirsiz
slightly
kuvvetsizce
English - English
slightly
a little

The door was opened a little.

to a small extent or degree

    Hyphenation

    to a small ex·tent or de·gree

    Turkish pronunciation

    tı ı smôl îkstent ır dîgri

    Pronunciation

    /tə ə ˈsmôl əkˈstent ər dəˈgrē/ /tə ə ˈsmɔːl ɪkˈstɛnt ɜr dɪˈɡriː/
Favorites