Onun gözlerine son derece içten baktı.
- He looked deeply into her eyes.
Birbirinizi içten seviyor musunuz?
- Do you love each other deeply?
Tom Mary'ye derinden âşık.
- Tom is deeply in love with Mary.
O anne ve babasına derinden bağlıdır.
- She is deeply attached to her parents.
Tom Mary'nin gözlerine derin derin baktı.
- Tom gazed deeply into Mary's eyes.
Tom, Mary'nin gözlerine derin derin baktı.
- Tom looked deeply into Mary's eyes.
Senin için çok üzülüyorum.
- I feel for you deeply.
Ondan çok etkilendim.
- I was deeply moved by that.
Tom sanat tarihi ile son derece ilgilenmeye başladı.
- Tom became deeply interested in art history.
O, bu kayba son derece üzüldü.
- He deeply regretted this loss.