tirade

English - Turkish

Definition of tirade in English Turkish dictionary: {i} uzun azar; paylama; sert konuşma; tirad; uzun sıkıcı konuşma; nutuk
O, hükümetin kendi haklarına nasıl zarar verdiği hakkında nutuk atmaya başladı. - He launched into a tirade about how the government is encroaching on his rights.; azar; azarlama kabilinden uzun sert söz; sere; {i} atıp tutma, verip veriştirme, ver yansın etme; ver yansın etme
harangue: uzun ve sert konuşma
harangue: nutuk çekmek
harangue: {f} nutuk ver
harangue: vaaz vermek
harangue: uzun ve sıkıcı konuşma
harangue: {f} söylev vermek
harangue: {f} konuşma yapmak
harangue: {f} uzun ve tumturaklı bir şekilde konuşmak, tirat söylemek
harangue: {i} nutuk
harangue: {i} söylev
harangue: {i} uzun ve tumturaklı konuşma, tirat
harangue: suçlayarak konuş
harangue: {i} konuşma

Turkish - Turkish

Definition of tirade in Turkish Turkish dictionary
tirad: Kendi içine kapalı, uzun replik
tirad: Yazı veya konuşmada bir düşüncenin kesintisiz gelişimi, uzun ve tumturaklı konuşma

English - English

Definition of tirade in English English dictionary: A section of verse concerning a single theme; a laisse; A long, angry or violent speech; a diatribe; harangue; A tirade is a long angry speech in which someone criticizes a person or thing. She launched into a tirade against the policies that ruined her business. a long angry speech criticizing someone or something tirade against (from tirata, from tirare ); A declamatory strain or flight of censure or abuse; a rambling invective; an oration or harangue abounding in censorious and bitter language; a speech of violent denunciation; {i} denunciation, harangue, reproach, rebuke
a tirade: harangue
tirades: plural of tirade

Turkish - English

tirade

Hyphenation

ti·rade

tayreyd

/tīˈrād/ /taɪˈreɪd/

History

Favorites