İç savaş sırasında, ülke anarşik bir durum içindeydi.
- While the civil war went on, the country was in a state of anarchy.
Kamp gezisi sırasında, Tom dizanteri oldu.
- While on the camping trip, Tom got dysentery.
Diğerlerinki bir kılıç iken, bir gladyatörün seçtiği silah topuzdur.
- One gladiator's weapon of choice is the mace, while the other's is a sword.
Amerika'da iken İngilizce becerisini geliştirdi.
- He developed his English skill while he was in America.
İngilizce sevmesine rağmen, o, matematikte zayıftır.
- While he likes English, he is weak in mathematics.
Lütfen sürüş esnasında sürücüyle konuşmayın.
- Please do not talk to the driver while he's driving.
Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
- While there is life, there is hope.
Hava çok sıkıntılı;sanırım kısa süre içinde gök gürleyecek.
- It's so muggy; I think it will thunder in a short while.
Neden yaptığımı bitirinceye kadar burada beklemiyorsun?
- Why don't you wait here while I finish what I'm doing?
Biz kek yerken ve çay içerken gece geç saatlere kadar konuştuk.
- We conversed until late at night while eating cake and drinking tea.
Araba sürerken emniyet kemerini bağla.
- Fasten your seat belt while driving.
Bir süredir kola bağımlısı oldum ve onu her gün içtim.
- For a while, I was really addicted to cola and drank it every day.
Bazen yeni şeyleri denemek iyidir.
- It's good to try new things once in a while.
Ben orada kısa süre içinde olacağım.
- I'll be there in a little while.
Hava çok sıkıntılı;sanırım kısa süre içinde gök gürleyecek.
- It's so muggy; I think it will thunder in a short while.