tiksindirici

listen to the pronunciation of tiksindirici
Turkish - English
disgusting

This is absolutely disgusting. - Bu kesinlikle tiksindirici.

abominable
abhorrent
shocking
(Argo) icky
disgustful
(Argo) schmuck
foul
offensive
mawkish
loathsome
putrid
loathsome, abhorrent, disgusting, revolting, sickening, abominable, offensive, repugnant, repulsive, repellent
cloying
squirmy
odious
sickening
fulsome
revolting, sickening, nauseating, repugnant, repellent
detestable
qualmish
nauseous
nasty
heinous
repellent
repulsive

Do you find me repulsive? No, not all. - Beni tiksindirici buluyor musun? Hayır, hiç.

Do you find me repulsive? - Beni tiksindirici buluyor musunuz?

repugnant
obnoxious

The tall man laughed obnoxiously. - Uzun boylu adam tiksindirici bir biçimde güldü.

detest
{s} invidious
obscene
rebarbative
tiksindirici bir şekilde
heinously
tiksindirici bir şekilde
shockingly
tiksindirici dışkı sendromu
(Tıp) irritable bowel syndrome
tiksindirici bir biçimde
putridly
tiksindirici bir biçimde
obscenely
tiksindirici bir biçimde
nauseously
tiksindirici bir halde
nauseatingly
tiksindirici biçimde
despiteously
tiksindirici kişi
whoreson
tiksindirici olma
damnableness
tiksindirici şekilde
ickily
Turkish - Turkish
Tiksinilecek durumda olan, menfur: "Her vakit ıslak duran ellerinde öyle tiksindirici bir yapışkanlık vardı ki..."- Y. K. Karaosmanoğlu
Tiksinilecek durumda olan, menfur