Ben, o filmi uzun zaman önce izledim.
- Vi esa película hace mucho tiempo.
Uzun zamandır sigara içmedim.
- No he fumado durante mucho tiempo.
Vakit geçirmek için kart oynadık.
- Jugamos a las cartas para pasar el tiempo.
Plajda arkadaşlarınla vakit geçirebilirsin.
- En la playa puedes pasar tiempo con tus amigos.
Zamanım olup olmadığını bilmiyorum.
- No sé si tengo tiempo.
Randevuya zamanında geldi.
- Él llegó a tiempo a la cita.