ti̇msal

listen to the pronunciation of ti̇msal
Turkish - English
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Resim, suret, sembol, nümune. Tasvir. Bir şeyi başka bir şeye benzetmek. Heykel.Cam, su, hava, âlem-i misal, ruh, akıl, hayal, zaman vesâire gibi, tecelli-i timsal akislere mahal ve mazhar olan çok şeyler vardır. Maddiyat-ı kesifenin timsalleri hem münfasıl, hem ölü hükmündedirler. Çünkü asıllarına gayr oldukları gibi, asıllarının hâsiyetlerinden de mahrumdurlar. Nurânilerin timsalleri ise, asıllarıyla muttasıl ve asıllarının hâsiyetlerine mâlik ve asıllarına gayr değillerdir. Binaenaleyh Cenab-ı Hak, şem
(Hukuk) Örnek,sembol,simge
timsal
(Osmanlı Dönemi) model, sembol, örnek, sûret; nümune
timsal
Sembol, örnek, simge: "O günden beri ceviz, bana ulvi bir şeyin timsali gibi görünüyor."- M. Ş. Esendal
timsal
Simge
timsal
Sembol, örnek, simge
ti̇msal
Favorites