Düşüncelerini kağıda döktü.
- She put down her thoughts on paper.
Kelimeler düşünceleri ifade eder.
- Words express thoughts.
Bununla ilgilenebileceğini düşündüm.
- I thought you might be interested in this.
Tom'a Mary ile ilgili ne düşündüğünü sordum.
- I asked Tom what he thought of Mary.
O çok düşünceli ve sabırlı.
- She is very thoughtful and patient.
Oh, teşekkürler! Ne kadar düşünceli.
- Oh, thanks! How thoughtful.
Önce plandan hoşlandığımı düşündüm fakat ikinci düşünüşümde ona karşı çıkmaya karar verdim.
- At first I thought I liked the plan, but on second thought I decided to oppose it.
Bu, bu konuda şimdiye kadar ilk kez düşünüşüm.
- This is the first time I've ever thought about this.
Ben onun babası olduğunu düşündüğüm adam tam bir yabancı olduğunu kanıtladı.
- The man who I thought was his father proved to be a perfect stranger.
Bir şarkıcı olduğunu düşündüğüm kız farklı bir kişi olduğunu kanıtladı.
- The girl who I thought was a singer proved to be a different person.
Tom görüşünü kaybettiğini düşündüğünü söyledi.
- Tom told me that he thought he was losing his sight.
Yeni bir anlaşmayı görüşmek için buraya geldiğimizi düşündüm.
- I thought we came here to discuss a new deal.
Bir yılanı sadece düşünmek beni titretiyor.
- The mere thought of a snake makes me shiver.
Bunu hiç düşünmedim, dedi adam. Ne yapmalıyız?
- I've never thought about this, said the man. What should we do?
Kelimeler düşünceleri ifade eder.
- Words express thoughts.
Kötü hava nedeniyle, şehir gezisi düşünceleri terk edildi.
- Because of the bad weather, any thought of sight-seeing in the city was abandoned.
Manuel ateşli silahın 14. yüzyılda ortaya çıktığı düşünülmektedir.
- It is thought that manual firearms appeared in the 14th century.
Sessiz kalmak ve bir aptal olarak düşünülmek bütün şüpheyi açıkça konuşmak ve gidermekten daha iyidir.
- Better to remain silent and be thought a fool than to speak out and remove all doubt.
Ben onun seni sevdiğini sanıyordum, ama gerçekte, o başka bir kız seviyordu.
- I thought he loved you, but as it is, he loved another girl.
Sanırım Tom ziyarete gelmek için çok geç olduğunu düşündü.
- I guess Tom thought it was too late to come visit.
Lütfen çöpünü yanına al ve onu özenli bir şekilde at.
- Please take your rubbish with you and dispose of it thoughtfully.
Sorunun bir parçası olduğumu düşündüm.
- I thought I was part of the problem.
Sözümü bana hatırlattığınız için çok naziksiniz.
- It is thoughtful of you to remind me of my promise.
Tom bana Mary'nin nazik olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Tom told me that he thought Mary was courteous.
Tom belkide Mary ve John'un silah kaçakçısı olduklarını düşünüyordu.
- Tom thought that maybe Mary and John were gunrunners.
Önce plandan hoşlandığımı düşündüm fakat ikinci düşünüşümde ona karşı çıkmaya karar verdim.
- At first I thought I liked the plan, but on second thought I decided to oppose it.
Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir.
- Many people think that sponge cake is difficult to bake, but if you use enough eggs, nothing can really go wrong.
O çok düşünceli ve sabırlı.
- She is very thoughtful and patient.
O, çok düşünceli bir kişidir.
- He is a very thoughtful person.
Film yıldızı söylediği bütün düşüncesiz şeylerden dolayı hatasını kabul etmekte defalarca zorlandı.
- The movie star ate crow many times because of all the thoughtless things she said.
Düşüncesiz konuşma büyük zarara neden olabilir.
- Thoughtless speech may give rise to great mischief.
Oğlumun hâlâ hayatta olduğunu düşünmek elimde değil.
- I cannot help thinking that my son is still alive.
Tom onun üzerinde düşünmek istiyor.
- Tom wants to think it over.
James has thought up a brillant new idea for our new product.
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
- The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
Kitabı konu üzerindeki bütün düşüncelerini barındırıyor.
- His book incorporates all his thinking on the subject.
Bu makale düşüncemi etkileyecek.
- This article will affect my thinking.
Güvenliğiniz hakkında daha dikkatli olmalısın.
- You should be more thoughtful of your safety.
Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.
- Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering.
Çocukken pamuklu şekerin ve bulutların benzer olduklarını düşünürdüm.
- When I was a kid, I used to think that fairy floss and clouds were alike.
Sana inanmak istediğimi düşünmüyor musun?
- Don't you think I want to believe you?
Bazı insanlar ana dili İngilizce olanların Çince öğrenmelerinin zor olduğuna inanmaktadır fakat ben aynı fikirde değilim.
- Some people think that it is difficult for a native speaker of English to learn Chinese, but I disagree.
Üç saatten daha fazla beklemek zorunda olacağını sanmıyorum.
- I don't think you'll have to wait for more than three hours.
Sanırım Tom beni beklemekten nefret ediyor.
- I think Tom hates waiting for me.
Tom'un düşünceleri anlayışlıydı.
- Tom's ideas were thoughtful.
Sözümü bana hatırlattığınız için çok naziksiniz.
- It is thoughtful of you to remind me of my promise.
O, nazik ve düşünceli bir adamdır.
- He's a kind and thoughtful man.
Tom saygılı bir biçimde gülümsedi.
- Tom smiled thoughtfully.
Fadıl'ın sonradan akla gelen düşünceleri vardı.
- Fadil had second thoughts.
Ne düşündüğünü tahmin etmek mümkün değil.
- There is no telling what he is thinking.
Düşünce özgürlüğü temel bir haktır.
Sizce ben şişman mıyım?
- Do you think I'm fat?
Sizce ben yakışıklımıyım?
- Do you think I'm handsome?
Sence, yazmalı mıyım?
- Do you think I should write?
Sence, Almanya'da iş bulmak kolay mı?
- Do you think it's easy to find a job in Germany?
Bu kitabın okumaya değer olacağını düşünüyor musun?
- Do you think this book is worth reading?
Onun Bay Brown olduğunu düşünüyorum.
- I think he is Mr Brown.
Eastern thought.
The only reason some people get lost in thought is because it’s unfamiliar territory. —Paul Fix.
My mother would make a good thought police. (singular usage).
Moral judgment, social judgment, or any other kind of higher thought process, is a function of intelligence, that is, of neuronic growth.
Coz ‘brainstorm’ might offend epileptics, apparently,” said Matthew, rolling his eyes, “it’s ‘disablist’ language, so they say.”“You gotta fuckin’ say fuckin’ ‘thought shower’ – I mean what the fuckin’ cunt’s a fuckin’ cunt wank ‘thought shower’? Know what a fuckin’ golden shower is though, right?”.
Medical technology seeks to develop thought-controlled artificial limbs.
The phenomenology is solely preparatory to the philosophy, which must begin in this pure thought-process.
I have recently given some thought to manly sports, and I venture a few words in regard to their value in every scheme of all-round education.
.... and then .... / John, hold that thought. I need to take this call..
These lines the knight perus'd, and, lost in thought, / He long in vain the secret meaning sought.
I originally thought that it was a good idea, but on second thought I'm not so sure.
He did not belong to the school of thought that believed Jackson Pollock to be much of an artist.
I hope you won’t think me stupid if I ask you what that means.
I think she is pretty, contrary to most people.
Idly, the detective thought what his next move should be.
I tend to think of her as rather ugly.
I'll have a think about that and let you know.
And than hym thought there com an olde man afore hym whych seyde, ‘A, Launcelot, of evill wycked fayth and poore beleve!’.
I thought for three hours about the problem and still couldn’t find the solution.
Most thoughtful people eventually solve the puzzle.
Preparing dinner is a thoughtful gesture for a new mother.
A thoughtless remark.
The debate turned into thoughtless bickering.
I was on to a really good definition for train of thought, but then I lost my train of thought.
He is a well-thought-of and endearing old fellow.
She said "I wouldn't give that a second thought.".
... So whenever you have a thought like that, the amygdala starts ...
... HUGO BARRA: So I thought you would like that. ...