Kötü hava nedeniyle, şehir gezisi düşünceleri terk edildi.
- Because of the bad weather, any thought of sight-seeing in the city was abandoned.
Kelimeler düşünceleri ifade eder.
- Words express thoughts.
Tom bana intiharla ilgili düşüncelere sahip olduğunu asla söylemedi.
- Tom never told me he was having suicidal thoughts.
Onun fikrinin konu ile ilgili olduğunu düşünmüştüm.
- I thought his opinion was relevant.
O çok düşünceli ve sabırlı.
- She is very thoughtful and patient.
O, çok düşünceli bir kişidir.
- He is a very thoughtful person.
Önce plandan hoşlandığımı düşündüm fakat ikinci düşünüşümde ona karşı çıkmaya karar verdim.
- At first I thought I liked the plan, but on second thought I decided to oppose it.
Bu, bu konuda şimdiye kadar ilk kez düşünüşüm.
- This is the first time I've ever thought about this.
Bir şarkıcı olduğunu düşündüğüm kız farklı bir kişi olduğunu kanıtladı.
- The girl who I thought was a singer proved to be a different person.
Ben onun babası olduğunu düşündüğüm adam tam bir yabancı olduğunu kanıtladı.
- The man who I thought was his father proved to be a perfect stranger.
Tom görüşünü kaybettiğini düşündüğünü söyledi.
- Tom told me that he thought he was losing his sight.
Yeni bir anlaşmayı görüşmek için buraya geldiğimizi düşündüm.
- I thought we came here to discuss a new deal.
Yılanları çok düşünme onu solduruyor.
- The very thought of snakes makes her turn pale.
Bunu hiç düşünmedim, dedi adam. Ne yapmalıyız?
- I've never thought about this, said the man. What should we do?
Düşüncelerini kağıda döktü.
- She put down her thoughts on paper.
Kelimeler düşünceleri ifade eder.
- Words express thoughts.
Birçok sağır insan özürlü olarak düşünülmekten hoşlanmazlar.
- Many Deaf people dislike being thought of as disabled.
Çekici kadınların genellikle aptal olduğu düşünülmektedir.
- Attractive women are often thought to be dumb.
Los Angelos'ta büyüdüğünü sanıyordum.
- I thought you were raised in L.A.
Seni tanıdığımı sanıyordum.
- I thought I knew you.
Lütfen çöpünü yanına al ve onu özenli bir şekilde at.
- Please take your rubbish with you and dispose of it thoughtfully.
Sorunun bir parçası olduğumu düşündüm.
- I thought I was part of the problem.
O, nazik ve düşünceli bir adamdır.
- He's a kind and thoughtful man.
Tom'un nazik olduğunu sandım.
- I thought that Tom was kind.
Tom belkide Mary ve John'un silah kaçakçısı olduklarını düşünüyordu.
- Tom thought that maybe Mary and John were gunrunners.
Önce plandan hoşlandığımı düşündüm fakat ikinci düşünüşümde ona karşı çıkmaya karar verdim.
- At first I thought I liked the plan, but on second thought I decided to oppose it.
Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir.
- Many people think that sponge cake is difficult to bake, but if you use enough eggs, nothing can really go wrong.
O, çok düşünceli bir kişidir.
- He is a very thoughtful person.
Yüzünde düşünceli bir görünüm vardı.
- She had a thoughtful look on her face.
Öyle söylemesi onun düşüncesizliğidir.
- It's thoughtless of her to say so.
Bir saatlik düşüncesizlik yıllarca gözyaşlarına neden olabilir.
- One hour of thoughtlessness can cause years of tears.
Ne hakkında konuştuğumu bildiğimi düşünmek istiyorum.
- I like to think I know what I'm talking about.
Tom, bir restoranda tek başına yemek yemenin yürek parçalayıcı olduğunu düşünmektedir.
- Tom thinks that eating at a restaurant by himself is pathetic.
James has thought up a brillant new idea for our new product.
Onun bir doktor olduğunu düşünüyorum.
- I think he is a doctor.
Onun Bay Brown olduğunu düşünüyorum.
- I think he is Mr Brown.
Sanıyorum iyi bir düşünce değil.
- I think it's not a good idea.
Kitabı konu üzerindeki bütün düşüncelerini barındırıyor.
- His book incorporates all his thinking on the subject.
Güvenliğiniz hakkında daha dikkatli olmalısın.
- You should be more thoughtful of your safety.
Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
- The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
Kadınlar gerçekten oldukça tehlikeliler. Bu konuda ne kadar çok düşünürsem, o kadar çok yüz örtüsünün arkasındaki nedeni anlayabileceğim.
- Women really are quite dangerous. The more I think about this, the more I'm able to understand the reasoning behind face covering.
Bazı insanlar ana dili İngilizce olanların Çince öğrenmelerinin zor olduğuna inanmaktadır fakat ben aynı fikirde değilim.
- Some people think that it is difficult for a native speaker of English to learn Chinese, but I disagree.
Sana inanmak istediğimi düşünmüyor musun?
- Don't you think I want to believe you?
Sanırım biraz daha beklemek zorundayız.
- I think we have to wait a little more.
Ne kadar süre beklemek zorunda kalacağımızı düşünüyorsun?
- How long do you think we'll have to wait?
Tom'un düşünceleri anlayışlıydı.
- Tom's ideas were thoughtful.
Yaşlı adam nazik bir şekilde sakalını sıvazladı.
- The old man stroked his beard thoughtfully.
Sözümü bana hatırlattığınız için çok naziksiniz.
- It is thoughtful of you to remind me of my promise.
Tom saygılı bir biçimde gülümsedi.
- Tom smiled thoughtfully.
Fadıl'ın sonradan akla gelen düşünceleri vardı.
- Fadil had second thoughts.
Ne düşündüğünü tahmin etmek mümkün değil.
- There is no telling what he is thinking.
Düşünce özgürlüğü temel bir haktır.
Sizce mantıksız davranıyor muyum?
- Do you think I'm being unreasonable?
Sizce ben deli miyim?
- Do you think I'm crazy?
Sence bugün yağmur yağacak mı?
- Do you think it'll rain today?
Sence Tom'a söylemelimiyim?
- Do you think I should tell Tom?
Onun bir doktor olduğunu düşünüyorum.
- I think he is a doctor.
Bu kitabın okumaya değer olacağını düşünüyor musun?
- Do you think this book is worth reading?
Eastern thought.
The only reason some people get lost in thought is because it’s unfamiliar territory. —Paul Fix.
My mother would make a good thought police. (singular usage).
Moral judgment, social judgment, or any other kind of higher thought process, is a function of intelligence, that is, of neuronic growth.
Coz ‘brainstorm’ might offend epileptics, apparently,” said Matthew, rolling his eyes, “it’s ‘disablist’ language, so they say.”“You gotta fuckin’ say fuckin’ ‘thought shower’ – I mean what the fuckin’ cunt’s a fuckin’ cunt wank ‘thought shower’? Know what a fuckin’ golden shower is though, right?”.
Medical technology seeks to develop thought-controlled artificial limbs.
The phenomenology is solely preparatory to the philosophy, which must begin in this pure thought-process.
I have recently given some thought to manly sports, and I venture a few words in regard to their value in every scheme of all-round education.
.... and then .... / John, hold that thought. I need to take this call..
These lines the knight perus'd, and, lost in thought, / He long in vain the secret meaning sought.
I originally thought that it was a good idea, but on second thought I'm not so sure.
He did not belong to the school of thought that believed Jackson Pollock to be much of an artist.
I hope you won’t think me stupid if I ask you what that means.
I think she is pretty, contrary to most people.
Idly, the detective thought what his next move should be.
I tend to think of her as rather ugly.
I'll have a think about that and let you know.
And than hym thought there com an olde man afore hym whych seyde, ‘A, Launcelot, of evill wycked fayth and poore beleve!’.
I thought for three hours about the problem and still couldn’t find the solution.
Most thoughtful people eventually solve the puzzle.
Preparing dinner is a thoughtful gesture for a new mother.
A thoughtless remark.
The debate turned into thoughtless bickering.
I was on to a really good definition for train of thought, but then I lost my train of thought.
He is a well-thought-of and endearing old fellow.
She said "I wouldn't give that a second thought.".
... She said, I thought it was like my car. ...
... [ Laughter ] >>Matt Hershenson: So we thought this little ...