English - Turkish
Definition of thorough, to a great degree, with intensity in English Turkish dictionary
- intensive
- yoğun
Tom hâlâ yoğun bakımda.
-Tom is still in intensive care.
Hastane yoğun bakım ünitesine girebilen ziyaretçi sayısını kısıtlıyor.
-The hospital restricts the number of visitors who can enter the intensive care unit.
- intensive
- {s} şiddetli
- intensive
- yoğunlaştırılmış
- intensive
- tedrici aşılama suretiyle tedaviye intensive care unit hastaya çok yönden bakım imkânı veren hastane tertibatı
- intensive
- (Tıp) intansif
- intensive
- entansif
- intensive
- {s} aşırı
- intensive
- {s} pekiştirmeli
- intensive
- (Tıp) Kuvvetli, şiddetli
- intensive
- dar bir sahada çok mahsul yetiştirmeye vesile olan
- intensive
- bir noktada toplanmış
Related Terms
English - English
Definition of thorough, to a great degree, with intensity in English English dictionary
- intensive
Secondly, I continue to base my concepts on intensive study of a limited suite of collections, rather than superficial study of every packet that comes to hand.
thorough, to a great degree, with intensity
Hyphenation
thorough, to a great degree, with in·ten·si·tyPronunciation
Resimler
Favorites