Bir sürü kişi pandispanyayı fırınlanması zor sanmakta, ama yeterince yumurta kullanırsanız hiçbir şey sahiden ters gitmeyebilir.
- Many people think that sponge cake is difficult to bake, but if you use enough eggs, nothing can really go wrong.
Oğlumun hâlâ hayatta olduğunu düşünmek elimde değil.
- I cannot help thinking that my son is still alive.
Tom onun üzerinde düşünmek istiyor.
- Tom wants to think it over.
Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
- The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
Onun bir doktor olduğunu düşünüyorum.
- I think he is a doctor.
Bu makale düşüncemi etkileyecek.
- This article will affect my thinking.
Sanıyorum iyi bir düşünce değil.
- I think it's not a good idea.
Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
- The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm.
- Every time I hear that song, I think of my high school days.
Sana inanmak istediğimi düşünmüyor musun?
- Don't you think I want to believe you?
Bazı insanlar ana dili İngilizce olanların Çince öğrenmelerinin zor olduğuna inanmaktadır fakat ben aynı fikirde değilim.
- Some people think that it is difficult for a native speaker of English to learn Chinese, but I disagree.
Ne düşündüğünü tahmin etmek mümkün değil.
- There is no telling what he is thinking.
Sanırım biraz daha beklemek zorundayız.
- I think we have to wait a little more.
Daha ne kadar beklemek zorunda olacağımızı düşünüyorsun?
- How much longer do you think we'll have to wait?
Sizce ben şişman mıyım?
- Do you think I'm fat?
Sizce ben deli miyim?
- Do you think I'm crazy?
Sence, yalnız mı gitmeliyim?
- Do you think I should go alone?
Sence Tom'a söylemelimiyim?
- Do you think I should tell Tom?
Onun bir doktor olduğunu düşünüyorum.
- I think he is a doctor.
Bugün yağmur yağacağını düşünüyorum.
- I think it's going to rain today.
Başka birini düşünmek zorunda kalacağız.
- We'll have to think of someone else.
Çocuklarımı düşünmek zorundayım.
- I have to think of my children.
Oğlumun hâlâ hayatta olduğunu düşünmek elimde değil.
- I cannot help thinking that my son is still alive.
Sana sık sık sigara içme,o şekilde sigara içme deniliyorsa, düşünmeye başla, belki sigara içmek toplum ahlakına ya da bir şeye yönelik tehdittir.
- When you are constantly told no smoking, no smoking like that, you start thinking, maybe smoking really is a threat to public morals or something.
Karışık akıl, bir şeyi aşırı düşünen, bir yerde pıhtılaşan akıldır.
- The confused mind is the mind that, thinking something over, congeals in one place.
Sadece zayıf olduğumu düşünen insanlara sahip olmak istemiyorum.
- I just don't want to have people thinking I'm weak.
O çok düşünceli ve sabırlı.
- She is very thoughtful and patient.
Kötü hava nedeniyle, şehir gezisi düşünceleri terk edildi.
- Because of the bad weather, any thought of sight-seeing in the city was abandoned.
O şarkıyı duyduğum her zaman,lise günlerimi düşünürüm.
- Every time I hear that song, I think of my high school days.
İki kişi onu kızları olarak düşünüyor.
- Two people think of her as their daughter.
Yeni film hakkında ne düşünüyorsunuz?
- What do you think of the new movie?
Orijinal plan hakkında ne düşünüyorsun?
- What do you think of the original plan?
Onun hakkında düşünmek zorunda kalacağım.
- I'm going to have to think about that one.
Ben onun hakkında düşünmek istiyorum.
- I want to think about it.
Tom'un sorunu düşünmek için çok zamanı vardı.
- Tom had a lot of time to think about the problem.
Onun hakkında düşünmek zorunda kalacağım.
- I'll have to think about it.
He thinks the world of you.
Neden her şey hakkında düşünmek zorundayım?
- Why do I have to think of everything?
Tom Mary'ye seçenekleri üzerinde düşünmek için biraz zaman almayı tavsiye etti.
- Tom advised Mary to take some time to think over her options.
Plan üzerinde düşünmek zorundayız.
- We have to think over the plan.
Bir beyin takımı nedir?
- What is a think tank?
Bir yılanı sadece düşünmek beni titretiyor.
- The mere thought of a snake makes me shiver.
Senin gibi bir kadın bulacağımı asla düşünmedim.
- I never thought I would find a woman like you.
I hope you won’t think me stupid if I ask you what that means.
I think she is pretty, contrary to most people.
Idly, the detective thought what his next move should be.
I tend to think of her as rather ugly.
I'll have a think about that and let you know.
And than hym thought there com an olde man afore hym whych seyde, ‘A, Launcelot, of evill wycked fayth and poore beleve!’.
I thought for three hours about the problem and still couldn’t find the solution.
I think she’ll pass the examination.
here are general or global strategies whose effects may not show up as decision points marked by pauses as opposed to more local strategies that show up in think-aloud protocols as the translator verbalizes the options he or she is considering.
He got halfway out the door, thought better of it, and decided to stay home, instead.
I don't think much of her new book.
A girl's got to think on her future..
You have given me things to think on. I have never thought about the Creator in this way.
Go home, think it over and tell me your decision on Monday.
For French today, we will learn the word douche - now, don't think too much!.
But don't think twice, it's all right.
I can think up plenty of excuses not to go, but we really should attend.
t's fair to say that now-disgraced former foreign affairs minister Maxime Bernier was thinking with his little head—as well as his fat one.
What did you say? Oh, nothing, I was just thinking aloud.
Eastern thought.
The only reason some people get lost in thought is because it’s unfamiliar territory. —Paul Fix.
... >>Doctorow: Oh, wow. I'd like to think-- I mean, without being ideological about their ...
... But I think we're all going to get there slowly. ...