Tom, Tatoeba'nın en kutsal simgelerinden biridir. Bu nedenle, o dokunulmazdır.
- Tom is one of Tatoeba's sacred icons. Therefore, he is untouchable.
Bazen Paris beni tüketir fakat sık sık Brüksel beni sıkıyor. Bu nedenle, ben ikisi arasında yaşıyorum.
- Sometimes Paris exhausts me, but often Brussels bores me. Therefore, I live between the two.
Bu sebeple, Komite'nin Parlamento'nun Görünmez Üyeleri hakkındaki raporuna dikkat çekmek isterim.
- I would therefore like to draw attention to the Report of the Committee on Invisible Members of Parliament.
O hastalandı, ve bu yüzden yurt dışına gitmekten vazgeçti.
- He fell ill, and therefore he gave up going abroad.
Sanırım, bu yüzden kaçarım.
- I think, therefore I flee.
Behold, we have forsaken all, and followed thee; what shall we have therefore? — Matthew, 19:27.
He blushes; therefore he is guilty. — Spectator.
He wanted a book, so he went to the library.
... magnificent architecture so great success therefore the mechanistic ...
... and therefore we can help protect people against, that ...