Onun kitaplarında her zaman mevcut olan temalar vardır.
- There are themes that are always present in his books.
Biz değişik başlıklarda konuştuk.
- We talked about various topics.
Çeşitli konular hakkında konuştular.
- They talked about various subjects.
Matematik ve İngilizce benim en sevdiğim konulardır.
- Math and English were my favorite subjects.
Yahudi-Hıristiyan konuları hakkında yazmamı istiyorsan para ödemek zorundasın.
- If you want me to write about Judeo-Christian topics, you have to pay money.
Tom'la tartışmaman gereken bazı konular var.
- There are some topics you shouldn't discuss with Tom.
I steered clear of sensitive topics.
- Ich vermied heikle Themen.
We can not follow the latest topics without reading a newspaper every day.
- Wenn man nicht jeden Tag eine Zeitung liest, kann man nicht über aktuelle Themen auf dem Laufenden bleiben.