Kasvetli bir manzara, her yöne millerce yayıldı.
- A dreary landscape spread out for miles in all directions.
Ben iyi bir yön duyusuna sahibim, bu yüzden kaybolmam.
- I have a good sense of direction, so I don't get lost.
İlaç alırken şişe üzerindeki yönergeleri dikkatle izleyin.
- When taking drugs, follow the directions on the bottle carefully.
Ordu yanlış yönde ilerliyordu.
- The army was advancing in the wrong direction.
Kuşlar dört bir yana uçuştu.
- The birds flew away in all directions.
Senin için talimatları yazdım.
- Let me write down the directions for you.
Tom sahne talimatlarını takip etmedi.
- Tom didn't follow stage directions.
İmalatçının açıklamasına göre, her on yılda bir değiştirilmeli.
- According to the manufacturer's directions, tires should be changed every 10 years.