the woody part of a tree arising from the trunk and usually dividing

listen to the pronunciation of the woody part of a tree arising from the trunk and usually dividing
English - Turkish

Definition of the woody part of a tree arising from the trunk and usually dividing in English Turkish dictionary

branch
dal

Patty o kadar kısaydı ki dala yetişemedi. - Patty was so short that she couldn't reach the branch.

O, meşe ağacından bazı dallar kesti. - He cut some branches off the oak tree.

branch
şube

O, şu ana kadar nerede yeni bir şube açma fikrini ileri sürdü? - Where did he ever come up with the notion of opening a branch?

Şubelerimiz tüm ülke çapında uzanır. - Our branches extend all over the country.

branch
(isim) dal; şube, kol, kol (bitki); sınıf; branş; dere, çay, göbek, soy ağacındaki yer
branch
dallandırmak
branch
dağılmak
branch
dallara ayrılmak
branch
şube müdürlüğü

O geçen ay genel müdürlükten şube müdürlüğüne transfer edildi. - She was transferred from the head office to a branch office last month.

branch
bölünmek
branch
bölümlere ayrılmak
branch
(ağaç) dallanmak
branch
{f} dallan
branch
ağaç dalı

Tom başını bir ağaç dalına çarptı. - Tom banged his head on a tree branch.

Bir mermi ona vurduğunda ağaç dalı kırıldı. - The tree branch broke when a bullet hit it.

branch
dal,v.dallandır: n.dal
branch
{i} (nehre ait) kol
branch
{i} soy ağacındaki yer
branch
konu dışına çıkmak
branch
{i} çay
branch
{i} göbek
branch
{f} yayılmak
branch
elişi ile süslemek
English - English
branch
the woody part of a tree arising from the trunk and usually dividing

    Hyphenation

    the Woo·dy part of a Tree arising from the trunk and u·su·al·ly di·vid·ing

    Turkish pronunciation

    dhi wûdi pärt ıv ı tri ırayzîng fırm dhi trʌngk ınd yujıli dîvaydîng

    Pronunciation

    /ᴛʜē ˈwo͝odē ˈpärt əv ə ˈtrē ərˈīzəɴɢ fərm ᴛʜē ˈtrəɴɢk ənd ˈyo͞oᴢʜəlē dəˈvīdəɴɢ/ /ðiː ˈwʊdiː ˈpɑːrt əv ə ˈtriː ɜrˈaɪzɪŋ fɜrm ðiː ˈtrʌŋk ənd ˈjuːʒəliː dɪˈvaɪdɪŋ/
Favorites