English - Turkish
Definition of the visible disembodied soul of a dead person in English Turkish dictionary
- ghost
- hayalet
Gerçekten hayaletlere inanır mısınız?
-Do you really believe in ghosts?
Hayaletlere inanıyor musunuz?
-Do you believe in ghosts?
- ghost
- {i} ruh
Mary bir hayalet ya da ruhu sırtına dokunmuş gibi hissetti.
-Mary felt as if a ghost or spirit had touched her back.
- ghost
- (Biyokimya) alyuvar zarı
- ghost
- yankı imgesi
- ghost
- hortlak
Gerçekten bir hortlak gördüm.
-I actually saw a ghost.
Tıpkı gerçek hortlaklar olduğu gibi gerçek aşk vardır; her insan onun hakkında konuşur, çok az sayıda insan onu görmüştür.
-There is real love just as there are real ghosts; every person speaks of it, few persons have seen it.
- ghost
- ghost writer bir diğerinin hesabına ve onun ismi altında makale veya kitap yazan kimse
- ghost
- ghost town ahalisi olmayan metruk kasaba
- ghost
- {f} başkasının adına yazmak
- ghost
- heyulâ
- ghost
- {f} peşinde koşmak
- ghost
- {f} niteliksiz yazılar yazmak
- ghost
- {i} iz
- ghost
- {i} eser
- ghost
- ruh teslim etmek
- ghost
- give up the ghost ölmek
Related Terms
English - English
Definition of the visible disembodied soul of a dead person in English English dictionary
- ghost
the visible disembodied soul of a dead person
Hyphenation
the vis·i·ble dis·em·bod·ied soul of a dead per·sonTurkish pronunciation
dhi vîzıbıl dîsîbädid sōl ıv ı ded pırsınPronunciation
/ᴛʜē ˈvəzəbəl dəsəˈbädēd ˈsōl əv ə ˈded ˈpərsən/ /ðiː ˈvɪzəbəl dɪsɪˈbɑːdiːd ˈsoʊl əv ə ˈdɛd ˈpɜrsən/
Resimler
Favorites