English - Turkish
Definition of the vertices and edges of a polyhedron, taken collectively in English Turkish dictionary
- skeleton
- iskelet
Araştırmacılar mağarada bir iskelet keşfettiler.
-The explorers discovered a skeleton in the cave.
O, o kadar zayıftır ki bir iskelet gibi görünüyor.
-He's so thin that he looks like a skeleton.
- skeleton
- taslak
- skeleton
- çatı
- skeleton
- kafes
- skeleton
- çok zayıf kimse
- skeleton
- {i} çekirdek kadro
- skeleton
- iskelet kabilinden
- skeleton
- ana hatlar
- skeleton
- insan kurusu
- skeleton
- bir deri bir kemik
- skeleton
- {i} iskelet, karkas
- skeleton
- iskelete benzer
- skeleton
- (isim) iskelet, çatı, çerçeve, temel çatı, çekirdek kadro, taslak, iskelet gibi kimse, çok zayıf kimse
- skeleton
- {i} çerçeve
- skeleton
- skeleton at the feast keyif kaçıran herhangi bir sey skeleton crew çekirdek tayfa
- skeleton
- kadit
Related Terms
English - English
Definition of the vertices and edges of a polyhedron, taken collectively in English English dictionary
- skeleton
the vertices and edges of a polyhedron, taken collectively
Hyphenation
the ver·ti·ces and edges of a polyhedron, tak·en col·lec·tive·lyPronunciation
Resimler
Favorites