the utmost degree; the acme; the summit

listen to the pronunciation of the utmost degree; the acme; the summit
English - Turkish

Definition of the utmost degree; the acme; the summit in English Turkish dictionary

top
{i} tepe

Sonunda, onlar dağın tepesine ulaştı. - At last, they reached the top of the mountain.

O, tepeye ulaşamayacak kadar çok kısa. - She's too short to reach the top.

top
{i}
top
{i} tepe nokta
top
(Bilgisayar) yukarı
top
(Bilgisayar) yukarıya
top
gölgede bırakmak
top
(Bilgisayar) üstten
top
kap
top
en üst kat
top
başına varmak (bir yerin)
top
yatırmak
top
üstünden geçmek
top
üstünü örtmek
top
üstünde bulunmak
top
doruk
top
en üstün yer
top
{s} en iyi

Birçok en iyi sporcular egzersizlerden sonra buz banyosu yaparlar. - Many top athletes take ice baths after workouts.

Biraz pahalı olsalar bile, ben daime en iyi ürünleri satın alırım. - I always buy a top quality product even if it is slightly more expensive.

top
enen üst
top
en üstünzirve
top
en üstteki
English - English
top
the utmost degree; the acme; the summit
Favorites