Buna müştereken sahibiz.
- We have that in common.
Tom ve Mary'nin müştereken şaşırtıcı bir şeyi var.
- Tom and Mary have something surprising in common.
Sınır kavgaları yaygındı.
- Border fights were common.
Amerika'daki kilise okullarının ve bazı özel okulların üniforması vardır, onlar yaygın değildir.
- While some private and church schools in America have uniforms, they are not common.
Birçok Asyalının ortak dili İngilizce'dir.
- The common language of many Asians is English.
Ortak düşmanı yenmek için birlikte dövüşmek zorunda olduklarını biliyorlardı.
- They knew they must fight together to defeat the common enemy.
Köpek balığı çorbası genellikle Çin'de evlenme törenlerinde ve ziyafetlerde servis edilir.
- Shark fin soup is commonly served at Chinese weddings and banquets.
Antibiyotikler genellikle enzimatik inhibitörlerdir.
- Antibiotics are commonly enzymatic inhibitors.
30 tane en çok kullanılan küfürlü kelimelerin listesini düzenledim.
- I compiled a list of 30 of the most common dirty words.
Sodyum bikarbonat, yaygın olarak kabartma tozu olarak bilinir.
- Sodium bicarbonate is commonly known as baking soda.