Tom yardım etmek için bir parmağını kaldırmadı.
- Tom didn't lift a finger to help.
Bunu kaldırmama yardım eder misin?
- Can you help me lift this?
Yüce Allah sonradan kaldıramayacağı bir taş yaratabildi mi?
- Could an almighty god create a stone that he would not be able to subsequently lift?
Polis kutuyu dikkatlice kaldırdı.
- The policeman lifted the box carefully.
Onlar buzdolabını kaldırmak için bana yardım ettiler.
- They gave me a hand to lift the fridge.
Paketi kaldırmama yardım et.
- Help me lift the package.