English - Turkish
Definition of the tip of an object (e.g. the nose of a fighter plane) in English Turkish dictionary
- nose
- {i} burun
Kırık bir burunla eve gideceksin!
-You'll go home with a broken nose!
Burun kanamamı durduramıyorum.
-I can't stop my nosebleed.
- nose
- yavaş ilerlemek
- nose
- apaçık
- nose
- gitmek
- nose
- {f} yavaş ilerle
- nose
- burnunu sürmek
- nose
- itmek
- nose
- yavaşça ya da dikkatle ilerlemek
- nose
- koklamak
- nose
- ağır ağır ilerlemek
- nose
- burun ile dokunmak veya burnu sürmek
- nose
- koklayarak aramak
- nose
- (Askeri) BAŞ, UÇ, BURUN: Bir mermi, bomba, uçak, panel, köprü vesairenin önü, ucu veya ileri tarafı
- nose
- {i} koklama duyusu
- nose
- {i} (uçakta) burun
- nose
- {i} koku alma yeteneği
- nose
- {f} koku almak
- nose
- {i} emzik [mot.]
Related Terms
English - English
Definition of the tip of an object (e.g. the nose of a fighter plane) in English English dictionary
- nose
We submerged very slowly and without headway more than sufficient to keep her nose in the right direction, and as we went down, I saw outlined ahead of us the black opening in the great cliff.
the tip of an object (e.g. the nose of a fighter plane)
Hyphenation
the tip of an ob·ject (e.g. the nose of a fight·er plane)Resimler
Favorites