Asla böylesine güzel bir gün batımı görmedim.
- Never have I seen such a beautiful sunset.
Güzel gün batımı, değil mi?
- Lovely sunset, isn't it?
Lincoln Gettysburg gün batımında geldi.
- Lincoln arrived at Gettysburg at sundown.
Şerif Tom'a gün batımına kadar şehir dışında olmasını söyledi.
- The sheriff told Tom to be out of town by sundown.
Böyle güzel bir günbatımını hiç görmedik.
- Never did we see such a beautiful sunset.
Ne güzel bir günbatımı!
- What a beautiful sunset!
Tom balkonda güneşin batışına bakıyordu.
- Tom was on the balcony, looking at the sunset.