Çok fazla ağırlık kaldırırken kolunu incitti.
- He hurt his arm lifting so much weight.
Tuz ağırlıkla satılmaktadır.
- Salt is sold by weight.
Birçok Avrupa mutfakları orada kuru malzemeler tartıldığından dolayı bir teraziye sahiptir, Amerika'da tam tersine onlar hacimle ölçülmektedir.
- Many European kitchens have scales because dry ingredients are measured by weight there, unlike in America, where they are measured by volume.
O kilo vermede zorluk çekiyor.
- He is having a hard time losing weight.
Nesnelerin ağırlığının sebebi yer çekimidir.
- Gravity causes objects to have weight.
Kutu yükün ağırlığı nedeniyle düştü.
- The box fell apart due to the weight of the load.
Bu kutuya çok fala ağırlık yüklersen patlar.
- If you load too much weight in this box, it's going to blow up.
Bütün bu kitaplar bir gün ağırlıkları değerinde olacaklardır.
- All these books will be worth their weight in gold someday.
Cüsselerine ve ağırlıklarına rağmen, su aygırları hızla yüzebilir.
- Despite their bulk and weight, hippos can swim rapidly.