Biz bir zamanlar düşmandık fakat baltayı gömdük ve şimdi birbirimizle dostane şartlardayız.
- At one time we were enemies, but we've buried the hatchet and we are now on friendly terms with each other.
Biz sigorta şirketine poliçemizin şartlarını ihlal ettiği için dava açtık.
- We sued the insurance company because it violated the terms of our policy.
Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.
- The next step was to negotiate terms of a peace treaty.
Kullanım koşulları haber verilmeksizin değiştirilebilir.
- Terms of use may be changed without notice.
Onlarla aramız iyidir.
- We are on good terms with them.
Onların komşularıyla arası iyi.
- They're on good terms with their neighbors.
Mektup ticari terimler kullanarak yazıldı.
- The letter was written using business terms.
Bu teknik terimler Yunancadan türetilmiştir
- These technical terms are derived from Greek.
Fiyatı düşürürsen şartları kabul ederim.
- I'll agree to the terms if you lower the price.
... the chance to leapfrog not just in media terms but ...
... to see search trends for terms that signal a recession coming ...