the teeth.

English - Turkish

Definition of the teeth. in English Turkish dictionary

{i} oyun zarları

General, onun konuşmasını kesmeden, onun ağır fildişi sopasıyla onun kafasına vurdu; barbar düştü. - The general, without interrupting his speech, hit him on the head with his heavy ivory stick; the barbarian fell.

Fildişi Sahilli dünyanın en büyük kakao üreticisidir. - Ivory Coast is the world's biggest cocoa producer.

ivory

dişin üstündeki mine; fildişi rengi; fildişinden yapılmış eşya

{i} zarlar

{i} dişler

{i} piyano tuşları

{i} fildişleri

{i} bilardo topları

ivory

(isim) fildişi, fildişi rengi

ivory

(sıfat) fildişi, fildişi rengi

English - English

Definition of the teeth. in English English dictionary: pearly whites
Teeth.: toothypegs
I'm so glad you've found a life and work you can sink your toothypegs into with glee.
teeth.: chompers
teeth.: choppers
teeth.: gnashers
The teeth: ivories
The teeth: ivory