the teachers, professors, and instructors who teach at schools

listen to the pronunciation of the teachers, professors, and instructors who teach at schools
English - Turkish

Definition of the teachers, professors, and instructors who teach at schools in English Turkish dictionary

faculty
fakülte

Öğrenciler fakültelere yan gelip yatmaya gitmemeli. - Students may not enter the faculty lounge.

Hangi fakülteyi seçeceği hakkında şaşırmıştı. - He was at a loss as to which faculty to choose.

faculty
{i} (bir öğretim kurumundaki) tüm öğretim personeli; (bir okulun) öğretmen kadrosu; (bir
faculty
{i} yetki
faculty
yeti
faculty
bilimyurdu
faculty
{i} beceri
faculty
{i} yeti; duyu, duyum; yetenek, kabiliyet
faculty
fakülte/meleke/yetenek
faculty
{i} ayrıcalık
faculty
{i} imtiyaz
faculty
{i} yapma özgürlüğü
faculty
{i} kabiliyet

İnsan oğlu konuşma kabiliyeti bakımından hayvanlardan farklıdır. - Man is different from animals in that he has the faculty of speech.

faculty
{i} allah vergisi
faculty
{i} yetenek
faculty
bir üniversitenin öğretim üyeleri üniversite dalı
faculty
bir okulun öğretmen kadrosu
English - English
faculty
the teachers, professors, and instructors who teach at schools
Favorites