Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

the tail of a bird or a gown, a retinue, great number, procession, line, way

listen to the pronunciation of the tail of a bird or a gown, a retinue, great number, procession, line, way
English - Turkish

Definition of the tail of a bird or a gown, a retinue, great number, procession, line, way in English Turkish dictionary

train
{f} eğitmek

Tom köpeğini eğitmek için birini kiraladı. - Tom hired someone to train his dog.

Köpekleri eğitmek kolay değil. - It is not easy to train dogs.

train
tren

En yakın tren istasyonu nerede? - Where's the nearest train station?

Sonraki tren ne zaman ayrılacak? - What time does the next train leave?

train
{f} alıştırma yapmak
train
antreman yapmak
train
çalıştırmak

Bu makineyi çalıştırmak için özel bir eğitim gerekli değil. - No special training is needed to operate this machine.

train
idman yapmak
train
yetişmek

Trene zamanında yetişmek için acele etti. - He hurried so as to be in time for the train.

Eğer trene yetişmek istiyorsan derhal hareket etmelisin. - You'll have to get a move on if you want to catch the train.

train
yetiştirmek
train
olaylar/düşünceler zinciri
train
eğit(mek)
train
{i} yildiz
train
{i} kervan

Develerden oluşan uzun bir kervan batıya doğru ilerliyordu. - A long train of camels was moving to the west.

train
{i} katar; kafile
train
{f} eğitmek, terbiye etmek, yetiştirmek
train
{f} nişan almak
train
dalları kazık veya
train
hayvanı tuzağa çekmek için sıralanmış yem
train
{i} katar
English - English
{n} train