Paul giyimine özen gösteren kimse.
- Paul is a natty dresser.
Tom düzgün giyimlidir.
- Tom is neatly dressed.
Mary'nin giysisi güneşte kuruyor.
- Mary's dress is drying in the sun.
Tom John'ınkine benzer giysiler giymişti.
- Tom was dressed in clothes similar to John's.
Elbisesi dizinin üstündeydi.
- Her dress is above the knee.
Beyaz elbiseli kız onun nişanlısı.
- The girl dressed in white is his fiancée.